Kayıtlar

Acta Non Verba

Resim
   Egemen meşru eylem alanını tayin eder. Hukuk ve topluma kabul ettirilmiş normlar; uyrukları belirlenen eylem alanının sınırları içinde tutmak üzere işlev görür. Egemenler tarafından daraltılmış bu eylem alanı gerçekliği düzen karşıtlarını zor bir ikilemle karşı karşıya bırakır. Ya sadece kendilerine tanınan etkisiz eylem alanında kalıp meşru sınırlardaki sistem muhalifliği pozisyonuna razı olacaklar ya da bu eylem alanını tanımayıp sınır ihlali yaparak kriminalize olma riskini üstlenecekler. Tabii ki her sınır ihlali de aynı ölçüde bir yaptırımla karşı karşıya kalmaz. Yapanın ciddiye alınırlığına, eylemin zamanı ve doğurabileceği muhtemel sonuçlara vs göre farklı değerlendirmelere tâbi tutulur her eylem. Siyasal eylem alanı egemene münhasırdır. Siyasal eylem alanı derken sadece kurumsal siyaseti değil siyasal sonuçlar üretmeye matuf her türlü fiili içine alacak şekilde çok daha geniş insan yapıp etmeleri kümesini kastediyoruz. Uyruklar talepte bulunur egemen talepleri değer...

Fasit Daireyi Kırmak

Resim
Sözün sadece söz olmaklığıyla ne söyleyende ne de muhatapta bir şeyleri değiştirmeye muktedir olmadığını bilecek bir "bilgelik" derecesine varan insanın konuşmaya mecali kalır mı? Ya da konuşma meşruiyeti ? Ne ki insan - gökkubbe altında ne kadar mümkünse artık- yeni bir söz söylemenin peşinde koşmaya devam eder. Kendini sağaltacak, insanlara şifa sunacak, en azından acıyı dindirebilecek yeni bir söz söyleme uğraşından vazgeçmez. Sözle şeylere etki edebileceğini düşünür, eşyaya  hükmedebileceğini… Bu öyle hiç de animistlere, şamanlara vs has bir düşünme biçimi olarak bir kenara atılabilecek "ilkel" bir özelliği değildir insanın. Modern rasyoneliteye uyarlanmış haliyle de karşımıza çıkar. Haddizatında ‘’dua’’ eden insan bile kimi zaman "Tanrı"sı dolayımıyla bunu gerçekleştirme peşindedir. Bununla birlikte halis bir dua için de sadece niyet yeterli bulunmamış bunu söze dökmek de gerekli görülmüş. Bunun üzerine de düşünmek lazım. Neden bir söz kalıbına girmek...

Müslümanlara hakaret edebilirsin, bedelini ödemeyi göze aldıktan sonra!

Resim
  Hayır Müslümanların değerlerine saygı göstermen için sana ricada bulunmuyoruz. Saygı göstermeyebilirsin. İstediğini yapabilirsin. Ama bunu yaptığında sonuçlarına katlanmayı göze almak, yaptığının Müslümanların dünyasında neye tekabül ettiğini bilmek zorundasın. Efendim hakaret de içerse bir sözün, çizilen bir karikatürün karşılığı böyle mi olur diye bir savunma yapmanın anlamsızlığını idrak etmek zorundasın. Hayır bu konuda kamusal bir tartışmaya girmeyeceğiz. Senin kerameti kendinden menkul değer setinden öğreneceğimiz bir şey yok. Kemale erdirilmiş dinimizin esasları kamusal bir tartışmanın konusu değil. Tasvir yasağı, Hz. Peygamber’in bizim için anlamı konusunda seni ikna çabasına girmeyeceğiz. Hz. Peygamber’i resmetmenin başlı başına hakaret ve büyük bir cürüm olduğunu anlayacaksın. Biz modern dönemle birlikte geride kaldığını düşündüğün bedensel cezaları hukukunda öngören bir dine mensubuz. Ki tarihte ilerisi de gerisi de yok bizim için. Katillerin öldürülmesini, yaralamal...

Ya yanlış bir muharebeye girildiyse?

Resim
  Alman savaş teorisyeni Carl Von Clausewitz’in meşhur “savaş, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir” önermesinden bu yana siyasetle savaş arasındaki koşutluk çokça vurgulanmış, modern dönemde bu iki olgu arasında yapılan analojiler daha çok da siyasetin bir nevi savaş olarak düşünülmesi şeklinde gerçekleşmiş ve nihayetinde bu durum da siyaset felsefesinden, siyasal söylemlere, siyaset biliminden, güncel siyasi analizlere kadar siyasetin söze konu edildiği hemen hemen her yerde savaş terminolojisinin yaygın kullanımı şeklinde kendini göstermiştir denebilir. Osmanlı son dönem Batılılaşma sürecinden bu yana Türkiye’deki siyaset zemininin üzerine inşa olunduğu –önceleri elitler arasında olmakla birlikte Cumhuriyet sonrası toplumsal bir mahiyete de kavuşan- derin yarılma siyasetin idari bir mesele olmanın çok ötesinde her daim Schmittyen anlamda bir dost-düşman ilişkisi olarak tahakkukunu beraberinde getirmiştir.   Savaş ve muharebeler 19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ...